En Son Yazılar
ELİF SOFYA: … kalıcı bir çınlama yürüyor.
Varsayalım saniyede 160 kilometre hızla işliyor zihin. Aynı hızla bir ağaç uzuyor. Dış yüzü yarılıyor bir kızın, sözcükler imgelere tükürüyor. 160 kilometrede zehirden arınıyor toprakta tohum. Varsayımları parçalıyor bu ihtimalin kuvveti. Dil dolanıyor, dil çözülüyor, bitiyor. Boşlukta hızı hızlandıran kalıcı bir çınlama yürüyor.
MUSTAFA BAYRAM MISIR: Kapitalist felakete karşı devrim, hızda değil viya ile öpüşme arasındaki muhteşem ilişkide gizlidir.
Dalganın üzerinde yüzüstü yatarak kıyıya varma sporuna viya denir. Kıyıda güneşle oyalandığınız kısa anlarda aklınıza sevdiğiniz düşerse, 160 kilometre ile giderken öpüşmek ne harikuladedir diye düşünülebilir. Yanınızdaysa, öpüşürsünüz ve bu harikuladedir. Değilse, düşünürsünüz ve kendinizi dalgaya yatırarak kıyıya attığınız bu spora viya denir. Kapitalist felakete karşı devrim, hızda değil viya ile öpüşme arasındaki bu muhteşem...
FAHRİ GÜLLÜOĞLU: Hız da yavaşlık da bir virtüözlük ister.
Bugün (23. 09. 2011: yaşasın gün-gece eşitliği!) CERN’de Fizikçiler ışık hızını aşmaktan söz açıyorlar: Spekülasyon ya da değil, bunu konuşuyor olmak, günümüzde hız konusundaki ölçütlerin, sınırların hangi boyutlarda zorlandığını apaçık gösteriyor. Söz konusu karayolu ise 160 km/h hâlâ fena hız değil. Adamın nefesini kesebilir. Kişiye bağlı. Kendimi bir “hızsever” olarak adlandıramam, “dinginlik”, “yavaşlık”, “sükûnet” benim...
MEHMET SAİD AYDIN: Bir direksiyonun sağa kırmaması çok şeydir bazan.
Mardin-Kızıltepe arasındaki 28 kilometrelik yol. Yokuş yukarı değil, yokuş aşağı iniyoruz. Ben, Çağdaş ve Eyüp. Ya 16 yaşındayım, ya 17. “Şişman” tabir etmekten hoşlandığımız bir arabadayız, Çağdaş kullanıyor ve ehliyeti yok. Silecekler deli gibi çalışıyor çünkü yağmur var. Gürültüsü de var. Ben ön koltukta oturuyorum. İstasyon’u geçmişiz, Şehitlik’in oralardan bir yerden geçiyoruz, Xurs köyünün yol...
EFE MURAD: … kafayı bir bir sarıp sarmaladığında var olan.
160. kilometre, serbestliğin hızı. Sadece ileriye akan ya da yaklaşanda değil; geçilen tüm yerlerin kafayı bir bir sarıp sarmaladığında var olan, yani şiir, geçip giden hızla alenen bir olma isteği, serbestçe, yayılan. Bir fotoğrafta yaşarmışçasına etrafa taşan, geçilen yerlerin geçilmişliğinde değil, her an her yöne bir eyvallahsızlık huyunda olan. Şiirin açıldığı, etrafla bütünleştiği ve mevzilendiği...
ASLI SERİN: 160 kilometre hızda, direksiyon hayattır.
Çalıştığınız yerde 0 kilometre bir araç size tahsis edildiğinde, ben bununla ne yapacağım hissine kapılabilirsiniz. Ben kapıldım. Hemen sonra çalışma arkadaşlarımdan biri “abla motoru açmak lazım, ben hallederim” dedi. O ne oluyor dediğimde “otobana çıkıp biraz basalım, nasıl başlarsa öyle gider” gibi cümleler kurdu. Kadınım ya, saatte 150 kilometrenin üstüne ya çıkamam, ya da erkek...
ERHAN ALTAN: … uyak bir öpücüktür (Goethe öyle diyor).
Saatte 160 kilometre ne kontrolü elde tutabilecek kadar düşük ne de baş döndürecek kadar yüksek bir hız. Hız ve hızın hâlâ hız kalabildiği bir hız. 160 kilometrede ritim ortadan kalkar, dize yanıbaşını değil, gittiğini bilir sadece. Hız özgürlük duygusu demektir, hız bağlarından kurtulma… Yanındakine ritmin bağıyla bağlı değilsin ama bağlanmazsan kopar gidersin. Belki bir öpücük...
CEM UZUNGÜNEŞ: Fransızların “küçük ölüm” dediği hızdır.
160. Kilometre: La petite mort. 87 model bir 131 Şahin’im vardı. “Renk: Fildişi” yazardı ruhsatta. “Lan külüstür” diye severdim onu. İstanbul – İzmir yolunda Balıkesir’e yakın “icapçı” bir uçak pisti vardır. Oraya yaklaşırken kızla (ilk aşkımla, yani F. ile) ilk randevuya giden yeniyetmeliğimin heyecanı sarardı külüstürle ikimizi. Benim heyecanlanmam ademelmamın altında, köprücük kemiklerimin arasındaki çukurda...
ALİ ÖZGÜR ÖZKARCI: Toslamak dahil.
Hız tutkusu, en başat başkaldırma biçimlerinden biri. 160 kilometre hızla gitmek günümüzde her ne kadar makul bir seviyeye çekilmiş görünse de, başkaldırı, kıstası kaldırmaz. Madde bağımlılarının gösterdikleri en başat semptom, bir arabayı kaçırmak ve hız yapmakmış. Vaziyeti daha da genelleştirelim. Babası salonda uyuklarken usulca aşırılan bir anahtar, hız ne olursa olsun, çocuk için her gaza...
MURAT UYURKULAK: Düşün ki kardeşim sınır yok sınıf yok sıkıntı yok.
Düşün ki kardeşim sınır yok sınıf yok sıkıntı yok, deposunda petrol değil su olan bi arabayla dalmamışsın amazonlara, 160 kilometreyle sincap öpüyosun… inşallah!
OSMAN KONUK: Bu bir biçim tartışması değildir.
160 hız henüz deli gibi hızlı olmasa da ona çok yakındır.