//
En Son Yazılar
AORT | Fahri Güllüoğlu

AORT | Fahri Güllüoğlu

Şairin zihin işleyişini her zaman estetik kuramları belirlemez. Fahri Güllüoğlu, çocukken konjenital (doğumsal) kalp hastalığını öğrenip oyunu yarıda bırakarak şiirle tanışmış bir şair. Yeni kitabında ‘aort’ sözcüğünün “yukarı çıkan” / “yukarı çıkarmak” sözlük anlamını odağa alarak Dünya’yı anlamaya çalışıyor. AORT şairin içebakışı ile dünyagörüşünün kesişimi / çarpışması, yaşamsallık-ölüm çizgisinin şiirle katedilmesi uğraşı.   AORT Fahri...
İsmail Aslan

İsmail Aslan

İsmail Aslan [Şanlıurfa, 1984] Çeaş Şanlıurfa Anadolu Lisesi’ni ve Dicle Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü bitirdi. Şiirleri Ücra, Yeniyazı, Fayrap, Kitap-lık gibi dergilerde yayımlandı. Özel bir kurumda psikolog olarak çalışıyor. Sistem Çöktü Misal Çok Yalnızım, ilk kitabı.    
Sistem Çöktü Misal Çok Yalnızım | İsmail Aslan

Sistem Çöktü Misal Çok Yalnızım | İsmail Aslan

Şiir hangi sınıra kadar güncel olmalı tartışması devam ediyor. Ödenen ilk taksit, şiire malzeme olur mu – olmaz mı? Sosyal medya, chat, mail jargonu şiire “tam gaz” girerse şiir şiirliğinden kaybeder mi? İsmail Aslan “hayır, kaybetmez” diyen şairlerden, şiire neredeyse sadece kendi güncel deneyiminden çıkarak varıyor. Aslan, güncel bir şiir yazıyor, kafasına göre yazıyor, bu...
Dikkat Köstebek Çıkabilir | Ali Özgür Özkarcı

Dikkat Köstebek Çıkabilir | Ali Özgür Özkarcı

Köstebek kimin toprağını delip çıkmıştır da o toprağın sahibi “Ne güzel bir köstebek!” demiştir? Diyemez, korkar. İnsanoğlunu en çok korkutan kavramlar köstebekte birbirine tutunmuştur: körlük, yeraltı, bilinmezlik, içgüdü, keskin duyu, kopup ayrılma. Ve Ali Özgür Özkarcı ekliyor: oyundan atılma, dayak, geçim derdi, donla denize girme, E-5 kenarları, akbil, gündelikçilik, hizmetçilik, işçilik, kapıcılık, suçluluk, Salih, Ayten...
Dans Etmesek de Olur | Aslı Serin

Dans Etmesek de Olur | Aslı Serin

Acaba kimse farkında mı, Türk şiirinde okurla güçlü bağlantıları son yıllarda hep kadınlar kuruyor. Yoksa şiire yaşama gücünü veren deneyim, kadınlarda daha mı güçlü? Aslı Serin: Pazarcıların halk şairi olduklarına inanan. Trafikte küfür eden, canavar. Sabah 8 akşam 6 çalışan, işçi. Şiir yazarken oğlunun ateşini kontrol eden, çamaşır asan, dişlerini sıkan, dünyayı kurtardığını sanan. Her...

160. Kilometre Eylül 2012 kitapları ile şiiri savunmaya devam ediyor.

Necmiye Alpay: “[M]odern zihin her tür malzeme gibi sözcükleri de soyutlayıp bilinç düzlemine çıkarmadan edemedi (…) Ve şimdi Ahmet Güntan, şiirin gelip kelimede boğulduğundan söz ediyor.”

  İki kitap birden   Ahmet Güntan ilk kitabı “İlk Kan”dan (1984) bu yana nitel açıdan hatırı sayılır bir izlerçevrenin büyücüsü oldu. 2009 tarihli “Büyük Ortadoğu Karmaşığı” adlı şiiriyle popüler bir yankı da yarattı. İçerdiği b.k söylemiyle medyada biraz çocuksu bir dikkate mazhar olmuştu o şiir. Oysa Güntan bunun çok ötesinde bir şiir insanı ve...

Mehmet Said Aydın: “Bende hüzün yerine öfke olsun istedim.”

Söyleşi: Mehmet Said Aydın – Yalçın Armağan   Genellikle ilk kitaplarda birbirinden farklı dilsel tercihleri yansıtan şiirlerin bir araya getirildiğine tanık oluyoruz. Senin kitabın için de benzer bir saptama yapılabilir. Dilsel sapmalara yer veren hatta şiirselliği bu sapmalar yoluyla yakalamayı deneyen şiirler ile tüm gücünü dilin kullanımından önce anlatılan deneyimin çekiciliğinden alan şiirler bu kitapta bir...

160. Kilometre’nin anket defterinden: Cem Kurtuluş.

Şair olmasaydınız ne olurdunuz? Sucu.   Neden şiirle ilgilenmeye başladığınızı hatırlıyor musunuz? Âşık olamıyordum.   İlgisiz birine, neden şiirle ilgilenmesi gerektiğini tek cümlede nasıl anlatırdınız? Şiir kelimelerle yazılmıyor.   Dünya kendiniz ve başkaları için mükemmel olsaydı yine şiir yazar mıydınız? Bir şiir yazıp içine etmeyi yine beceririz sanıyorum.   Şiir bir sanat olmasaydı en çok...

Utku Özmakas: “Sanki Uzungüneş, kendi şiir serüvenini bir kâhin edasıyla önceden çizmiştir.”

“Uzungüneş korku duygusu üzerine bir kitap inşa ederken, hem kaçılan bir duygu olarak korkuyu –ondan kaçmadan– nasıl ele alabileceğine, somutlaştırabileceğine odaklanmış hem de bir sınır olarak korkuluğun arkasında durarak balkonundan, dünyasından korkuyla nasıl yüzleşebileceğini düşünmüş.” Yazının tamamını okumak isteyenleri şöyle alalım.

Barış Acar: “Türk şiirinin divan edebiyatından bu yana geçirdiği evreleri biçim yönünden ele almaya çalışan [Erhan Altan’ın] bu denemeler[i] büyük bir yapıtın ayak sesleri olarak da görülmeli.”

Gestalt psikolojisi üzerine uzmanlığını yapmış Alman sanat kuramcısı Rudof Arnheim, kavram oluşturmanın başlangıcının “şeklin algılanması”nda yattığını öne sürer. Algılar aracılığıyla dışdünyaya dair zihinde üretilen kalıp “biçim”in olduğu gibi soyut düşünmenin de başlangıcıdır. Bu yüzden biçimin tarihi insanlık tarihiyle özdeştir. Belirli durumlar için kesin olarak belirlenmiş biçimlerin olamayacağını da öne sürüyor olsanız biçim fikrinin içinden geçmek...

Mehmet Said Aydın’a Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü’nü kazandıran Kusurlu Bahçe’nin 2. baskısı çıktı.

Ölümünün 39. yıldönümünde verilen 2012 Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülleri içinde yer alan, 2011 yılında yayımlanan ilk şiir kitapları arasından sorgu yöntemiyle tespit edilen “İlk Kitap Özel Ödülü”nü, Kusurlu Bahçe ile değerli arkadaşımız Mehmet Said Aydın aldı. Kitap aynı zamanda 160. Kilometre’nin 2. baskı yapan ilk kitabı. Kutluyoruz.