UÇUKLAR

 

Acımadan sürülen alaylar bitti gitti

Gariplerin kuyruklarını ördüler

 

İrinli kabarcıklar dökerek yüzde izler bıraktı

Ateşliydi, ağırdı ve bulaşıcıydı gece

 

İnce kömürler, ince odunlar yanmış

İnce tahta çubuklar

 

Şimdi bir elinden

Kara yollarda kırılanları kim birleştirecek

Kara yollarda yırtılanları kim bir araya koyacak

Sen

 

Düzgün ve uzunca çıtırdadı her şey

İsteği kalmayıncaya kadar doymazların

 

Başka bir yere boşalttılar pırıl pırıl suları

Üstünde bulunan bir şeyi düşürdü biri

 

Her şeyi geriye söyleyecek bir yaz yolu buluyorum

Ellerin, duaların, hep, altındaki bağlar

Çok sevdiğin kış hediyeleri güzel geceleri açar

Kamaşmış arasında

O kadar cesur, o kadar merhametli

 

Açar aşk orda kaçmaz sonra

Besleyip beni, ışığa, şiire, aşka

Niye yoksa canım yalnızlığı bildirmeyip

Bir bir altın hatip dilini, uygun

Kaleye, karlı güne, sağlam durana, bitmeyenlere

 

Kızgın bir dil dökülüyormuş kırmızı bir çimentoya

Tutuşmuş konular, konuları ele alış biçimleri

 

Parçalanan uçuklar yamaç aşağı kayıyordu

Bir etekte birikiyordu yuvarlanması lekelerin

 

Uyumam oracıkta, herkes uyuduğunda

Yurduna güneşin kalesine seni düşünüp

Birleşip boynuna aşk, sen benim çırpınışıma, ellerini

 

Altın sattırdım yararlı çareli

Zora bir şey düşürmedin, ayırmadın sen sıcacık

Durmadan böyle yaşayan, şarıl şarıl

Atmışsın kaygıyı, gündüzleri sallayıp

 

Bir yerden bir yere dalgalar geçirmek için

Sürekli aç kalıyordu döndürülerek

 

Duvardaki bir aşıya yerleştirilmişti dönebilen kol

Azalmamak şartı ile

 

Üzüntünün yerine gece sessizce

Bembeyaz aşk elmaları pişirdik

 

Sevinçle güldü bize meyveler

Güldü adasına kara saçların

 

Denize eriştik

Irmakları geçtik sefer ettik demir kapılara

Ormanda yabancı yok

Hep oralarda mutlu olduk

 

Elini tutuyorum

Güneşlere ayrı bir bark yaptırdım

Bark içine, bark dışına nakışlar vurdurduk

 

Bir şeyin sonra gelen bölümünde beklediler

Bir şeyin sona kalan hayvanlarında beklediler

 

Karıştığı bir suyu arabalar üzerine gererek

İki ucundan ters yanlara bir iyileşmek çekti

 

Renkli bir kuş

Sandal ağacının üstüne oturmuş bir deniz

 

İçi doldurulmuş tahta biti kara tahta önüne

Yakardı bir yeri sürülüp incelirdi

 

Göl yolunda altın başlı şiir

Altın kursağını aşka vererek

Özünü

Aşkın kalbindeki altınlara adadı

 

Şafak söktü, dünya aydınlandı

Share on FacebookTweet about this on TwitterPin on PinterestShare on Google+Share on LinkedInPrint this pageEmail this to someoneShare on Tumblr