Neden şiirle ilgilenmeye başladığınızı hatırlıyor musunuz?

Herhalde bana Orhan Veli okuyan babamı dinleyerek. Çok güzel okurdu, o kadar ki Orhan Veli’yi daha sonra hep babamın sesiyle okudum.

 

İlgisiz birine, neden şiirle ilgilenmesi gerektiğini tek cümlede nasıl anlatırdınız?

“Dil aracılığıyla kâğıttan birkaç cm2′lik bir alan üzerinde nasıl yeni bir dünya yaratılabileceğini görebilirsin” derdim.

 

Neden şiir yazmıyorsunuz?

Niçin gölde balık tutmuyorsunuz gibi oldu bu. Şiir üzerine düşünmek daha iyi yaptığım bir şey herhalde. Ve sanıldığı gibi birini yapmak diğerine yönlendirmiyor insanı.

 

Şiir bir sanat olmasaydı en çok hangi insan eylemine benzerdi?

Sudoku çözmeye; büyüyen bir bebeğin konuşma gelişimini izlemeye; bir sözden yakasını ömür boyu kurtaramamaya…

 

Hiç Artvin’e gittiniz mi? Gittiyseniz neden ve gitmediyseniz neden?

Mardin, Van, Katmandu’ya gitmememle aynı nedenden dolayı.

 

Şiirden anladığınız değişse bile sadık kaldığınız bir şey var mı?

Bilmem, şiire duyduğum sevgi herhalde.

 

Elinizde sihirli bir değnek olsaydı, geriye dönüp şiir tarihinde neyi değiştirmek isterdiniz?

İkinci Yeni’ye 70’li yıllarda yapılan kof ama bir dönem etkili saldırıları çıkarmak isterdim.

 

Artık aramızda olmayan hangi şairlerle tanışmak isterdiniz?

Turgut Uyar. Ama Franz Josef Czernin’le aynı çağda yaşıyor olmanın da mutluluğunu yaşıyorum.

 

Okur olmasa dilin intikamı olabilir mi?

Tabii ki olamaz. Ama fazla okur düşünmek de intikamı sulandırır. Çözümü bulursam daha sonra gelir söylerim.

 

“Bir gün bu ülkeye komünizm gelecekse onu da biz yüce şairler mi getiririz?”

Mutlaka!

Share on FacebookTweet about this on TwitterPin on PinterestShare on Google+Share on LinkedInPrint this pageEmail this to someoneShare on Tumblr