Seni aramasaydım Çorum.

 

Geçen gece seni aramasaydım, Çorum’a gidecektim…

Arabada Ferdi’ye bağlayacaktım “Sanmaki Yaşıyorum”[1] iyi mi

Şu benim durmadan kendime çarpmam çekilmeyecekti hiç temize

Terhisini bekleyen alınganlığım dışarda bi ayaz hep tutuk yapan

Yok öyle değil sendeki bağzı şeylerimi ucuza bırakmak tutuk

Senden başlamak kopacak cayırtıya şimdi tutuk

Ailemin erkeklerine bakarak mesela

Nerde arızam ordan başlarsam belki sempatini kazanmak

“Bu kadar mümkünsüz belki” tikini kaldır

Bu kadar her avanak gibi avunmaya yatkınım.

Sorun değil, seni aramasaydım Çorum’a gidecektim

Lütfen tikini kaldır, anlatırım.

 

İsa’nın çarmıha gerildiği yaştayım, peh!

Babamın liberal olmaya karar verdiği yaşta,

Annemin depresyona girdiği yaştayım…

“Şimdi beni asacak ahali şimdi beni çarmıha gerecek yok mu lan!” demek peh!

Ben yani çok ihanet ettim en çok da kendime tutuk

“Gözlerim bir ihaneti anlatıyorsa çekilebilirim” bunun tikini kaldır

Bir oğlanın annesine bakarak hep sevdiği kadınlara hapsettiği

Ne varsa diyecektim heyy oğlan şairler:

Görelim, “Hadi annelerinizin üstüne intihar edin!”

 

Gerçi biliyorsun seni aramasaydım Çorum’a gidecektim.

Omuzlarını özlemek vardı boynunun uzunluğunu yutkunmak ve tutuk

Bir kuğu muntazamdır sevilmez, oysa ben sendeki gergedana hayrandım

Asfalyan attı mı bodoslama daldığın işte bende tutuk

Hem dağılırım daha niye toparlayayım ki kendimi!?

Toparlanmam için bir neden yok zaten bir daha evlenmem için de

Olsun, seni aramasaydım Çorum’a gidecektim.

 

Açmasaydın telefonunu Çorum yollarındaydım şimdi

Kızıldere’yi geçmiş olacaktık, Reşadiye’den inerken düzlüğe

Muhtemelen “ihbarcı muhtarlar kuşağı” hâlâ muntazamdı.

Gömülmek için bi düzlük araması insanın ne tuhaf di mi

ve köylerde nedense köyün çıkışında durur mezarlar

Herkes yaşadığı yerlerin biraz dışına gömülmeli bence

Hiç dönmeyecekmiş gibi ya da hep gitmiş gibi.

Neyse belki gece 3 gibi varmaktı Çorum’a

Öyledir taşrada yabancısındır,

Sana şehre ansızın inen bir çakal olmak yakışır

Nem ve küf kokan taşranın memur lojmanlarında tutuk

Bozkırda gölgeler nedense hep uzunsa

Öyledir belki, bozkırda Allah’a inanmak daha kolay

Neyse kaynamasın,

Seni aramasaydım Çorum’a gidecektim iyi mi!?

 

Yağmur yağıyor şimdi sen ıslanma sakın ben şemsiyemi açmam.

Çekileyim diplere doğru daha diplere hem diplere

Kendi foseptiğine kadar çekilmeyenlere inanmam böyle tutuk

Ben ki başım sıkıştığında en çok “kendinideşen” bir yerlerde

Çatlaklarıma uzansam diyeceğim- ama bu bi şey anlatmayacak ve tutuk

Aslında bi şey anlatmamak politik bir tercihtir[2]

Tıpkı seni aramasaydım Çorum’a gitmem gibi

Anlatamayacak şeylerime bakamadan edemiyorum belki

Kendi etimi yemek istiyorum aslında

Dişlediğimde sana bir şey kalmasın diye bunlar.

Seni aramasaydım Çorum’a gidecektim,

“İçinden çıkamıyorum bir türlü” tikini kaldır!

 

Oysa benim sana bi lavaşın arasına dürüm yapıp yedirmemin

Senin “Bu dolmalar bir parmak kuyruk yağsız olmaz oğlum!” diyerek,

bana fellahların nasıl yaprak sarması yaptığını anlatman…

Böyledir, hep aynı yerinden vurulmuş bir adamın Çorum’a gitmesi.

Oysa ben Çorum’a hiç gitmedim hep tutuk,

Çorum! Bari bunu sen anla!

 


[1] Halkın “ki”si var. Misal,  Arabesk şarkılarda bitişik“ki.” Halkın imlasına karışmayın. “Ki”lerin ayırılmadığı hal. Narodnikki gibi bu. Yanlış olmasın, Makedonya’da ya da Rusya’da bir şehir ismi değil.

[2] Dayanamam tersi de mümkün tabii. Ulan bu merkez sağ ne kadar salak, Abdülhamit’ten başka bi bok bilmiyorlar iyi mi!

Share on FacebookTweet about this on TwitterPin on PinterestShare on Google+Share on LinkedInPrint this pageEmail this to someoneShare on Tumblr