Lichtenberg Figürleri’nden

 

§

 

Güzellik bujinin nasıl çalıştığını açıklayamaz.

Ama buji çalışmıyorsa daha da güzeldir.

Eğer bir bujiyi sergilersem o bir heykel olur.

Bir buji heykeli gerçek bir buji olabilir,

fakat heykel başka heykelleri çağrıştırır, bujinin çağrıştırdığı ise

bir motor silindiridir.

Kelime olarak “buji” başlı başına ayrı bir mesele.

 

Bu nedenle müze konusuna dönüyorum.

Bir Kadın Gerçeküstücülük salonunda ağlıyor.

Güzellik bu kadının neden ağladığını açıklayamaz.

Ancak bu kadın ağladığı için daha da güzeldir.

O zaman bu Kadın gerçeküstücü bir heykel midir?

Bir Kadın heykeli gerçek bir kadın olabilir,

Fakat heykel başka heykelleri çağrıştırır, kadının çağrıştırdığı ise

 

 

§

 

Zevk son derece olumsuz bir deneyimdir, suyun altında

böyle söylemeye bayılırdı babam. Bedenini bir dilek tutar gibi

tutup taşıdılar. Kira ödemeye gider gibi gittik son yolculuğuna

uğurlamaya. Sadece özür dileme ihtimali basamaklar

ve yıldızlar arasında bir ilişki olarak ifade etmeme fırsat veriyor en gözde

enkazımı. Geri alıyorum bu sözümü. Toparlamam gerekirse, lambadan

 

vuran ışığın, sıcağın sebep olduğu bir damlanın hâlâ damladığı yerin

ötesinde -birkaç yumuşak kereste. On üç yaşındayken, şimdi hatırlayamadığım

ama bir tecavüz içerdiğine emin olduğum bir dizi

rüya görmüştüm. Çıplak olduğum için zalimim,

ifşa edilmiş olduğum için değil, geniş

kitlelerin değilse de, bilimsel ve akademik çevrelerin

sürdürmesi beklenen bir ayrım bu.

Başka bir araç da mevcut değil (ama henüz yürümeye başlamış bir çocuğun bir kibrit bulup

yakmayı becermesi muhteşem değil midir).

 

 

Sapma Açısı’ndan

 

EĞER DUVARDA ASILIYSA resimdir. Yerde duruyorsa heykeldir. Çok büyük veya çok küçükse kavramsaldır. Duvarın bir parçasıysa, yerin bir parçasıysa mimari yapıdır. Bilet alman gerekiyorsa moderndir. Halihazırda içinde geziyorsan ve dışarı çıkmak için para ödemen gerekiyorsa daha da moderndir. Eğer para ödemeden içine girebiliyorsan tuzaktır. Hareket ediyorsa modası geçmiştir. Eğer kafanı kaldırıp bakman gerekiyorsa dinidir. Bakmak için kafanı eğmen gerekiyorsa gerçekçidir. Eğer satılmışsa yere-özel sanat eseridir. Görmek için metal detektöründen geçmen gerekiyorsa, halka açıktır.

 

 

Ben Lerner 1979 yılında Topeka, Kansas’ta doğdu. Lisansını Brown Üniversitesi Siyaset Bilimleri Bölümü’nde, yüksek lisansını ise aynı üniversitenin Yaratıcı Yazarlık Bölümü’nde tamamladı. Eserlerinde ağırlıklı olarak sanatçı ve sanatın günümüz kültüründeki rolünü sorgulayan Lerner’ın ilk şiir kitabı Lichtenberg Figürleri (The Lichtenberg Figures) 2004’te yayımlandı. Şair, Hayden Carruth ödülüne layık görülen bu kitabın ardından 2006’da Sapma Açısı (Angle of Yaw), 2010’da ise Ortalama Serbest Yol (Mean Free Path) isimli şiir kitaplarını yayımladı. Yazarken klasik ve modern birçok farklı formdan, yazı tekniğinden yararlanan Lerner’ın, şiirlerinde çoğu zaman dil ve form arasındaki ilişkiyi irdelemek için bilimsel yapı ve kavramlardan yararlandığı görülür. 2011’de Atocha’dan Ayrılış (Leaving the Atocha Station) ve 2014’te 22:04 (10:04) isimli romanlarını yayımlayan Ben Lerner halen Princeton Üniversitesi Yaratıcı Yazarlık Bölümü’nde ders vermektedir. 160. Kilometre’nin yayın programında yer alan Ben Lerner’ın seçme şiirleri, Donat Bayer’in çevirisiyle 2018 içinde yayımlanacaktır.

 

 

Share on FacebookTweet about this on TwitterPin on PinterestShare on Google+Share on LinkedInPrint this pageEmail this to someoneShare on Tumblr