MEDYADAN
Asuman Susam: "(...) görünmez olanı ıskalamanın tuzaklarını bilerek soyutlamaların hüküm verici aldatıcılığından kaçan bir şiir Dikenli Zıplak."

Asuman Susam: “(…) görünmez olanı ıskalamanın tuzaklarını bilerek soyutlamaların hüküm verici aldatıcılığından kaçan bir şiir Dikenli Zıplak.”

Hata HÂLÂ devam ediyor: Dikenli Zıplak’taki montaj-düşünce   Cézanne: “Doğarken birlikte getirdiğimiz o belirsiz duyuları ifade etmeye çalışmayı sürdürüyorum.” Dikenli Zıplak buradan başlatıyor kendini: Doğarken getirdiklerimiz ―dünyaya bırakılmışlığımızdan tiklerimize kadar türlü travmalar―, “belirsiz” duyular ve ifade etme çabası.    Doğarken göbekbağı ― dikenli zıplak ― boynuma dolanmış Ebe elini sokup ― dikenli zıplak ― uzun süre çabalamış...
Ali C. Yoksuz: "İsmail Aslan'ın şiirinde bilinen ve garipsenen ölüm duyurulur."

Ali C. Yoksuz: “İsmail Aslan’ın şiirinde bilinen ve garipsenen ölüm duyurulur.”

“Eksikten, Oradan” Bakış   olmamak olmakla olmaksa olmamakla mümkündür   Yazmak bir ontolojik gerçeklik yaratmaya (da) yarar. Biçimli, kokulu, renkli, verevine geçişli, ussal yaratım, yazmak için gerekli/yeterli sınırları belirleyecektir. Yaratıcı özne sayısız okur yazar misafir edecektir bu sınırlarda. Böylece okur yazarlaşacak, şiir eylemleşecek, olan olacaktır. Ölüm de tıpkı yazmak gibi aynı ontolojik sınırlarda oluşur; o...
İlker Şaguj: "Kargo Kültü, bir coğrafyanın eleştirel ve deneysel el kitabı denebilecek bir ilk kitap."

İlker Şaguj: “Kargo Kültü, bir coğrafyanın eleştirel ve deneysel el kitabı denebilecek bir ilk kitap.”

Yıkımda Bir İlk Kitap: Kargo Kültü “Bizim nesil yazarlarının 1945’ten sonraki çalışmaları ‘Trümmerliteratur’ olarak tanımlandı. Buna bir itirazımız olamazdı, çünkü bu haklı bir tanımlamaydı. Bizim yazdığımız insanlar yıkıntıların içinde yaşıyorlardı. Bu insanlar savaştan çıkmış ve aynı ölçüde zarar görmüş kadınlar, erkekler ve çocuklardı. Bu insanlar keskin gözlüydüler. Görüyorlardı. Hiçbir zaman tam bir barış içinde değillerdi....
Emel Kaya: "Özkarcı muhalif bir söylem üretmiş; (...) tüm kitaplarında bu söylemi daha da işleyip derinleştirmiştir."

Emel Kaya: “Özkarcı muhalif bir söylem üretmiş; (…) tüm kitaplarında bu söylemi daha da işleyip derinleştirmiştir.”

Muhalif Söylem ve Ali Özgür Özkarcı Şiiri   Şairin herhangi bir temada yazmaya/söylemeye başladığı anda karşılaştığı dil, toplumdaki hâkim ideolojinin dili ve bu ideolojinin söz konusu dili kullanım biçimleridir. Dolayısıyla şair, daha ilk adımda en temel konuda karar vermek durumundadır: Verili dil ile mi söyleyecektir yoksa kendine başka mecralar mı arayacaktır? Eğer başka bir mecra...
Zafer Zorlu: “Apaçıklıkla inşa ettiği labirentte gezdirmek, olayı örgütlemek Dikenli Zıplak’ın niyeti.”

Zafer Zorlu: “Apaçıklıkla inşa ettiği labirentte gezdirmek, olayı örgütlemek Dikenli Zıplak’ın niyeti.”

Diken Zıplak’ın Apaçıklığı   Dikenli Zıplak, görünenin aksine, apaçıklığı geniş bir uzama –kesinlikle zamana değil– bir dizi paradoksal ilişki eşliğinde eşit oranda yaymış olmasından okunması zor bir kitap. Buradaki eşitlik hâli, apaçık oluşun sunduğu labirentin her giriş-çıkış, dönemeç ve kör noktasının aynı oranda dikkat ve güç gerektirmesiyle ilintili. Hiçbir nokta diğerinden daha az ya da fazla...

“Türkiye’de güzel olan her şeyi bir an önce boğmak isteyen bir güruh var.”

Sorular: Kerim Akbaş / Kaan Koç   160. Kilometre nasıl ve neden kuruldu? Ali Özgür Özkarcı: Nasıl’dan çok nedeni önemli galiba. Pan Yayınları’nda Pan/heves olarak devam ettiğimiz dizi, pek içimize sinmeyen işleyiş koşulları nedeniyle akamate uğramış, biz de oradan ayrılmaya karar vermiştik. Heves dergisi zaten kapanmıştı, hem Ömer hem ben, yeni bir mecra yaratma arayışındaydık, önce...
“Yazdığım her şeyin tahayyül edilebileceğini ve anlaşılır olduğunu düşünüyorum.” | Ömer Şişman, Edebiyatta Üç Nokta'nın sorularını yanıtladı.

“Yazdığım her şeyin tahayyül edilebileceğini ve anlaşılır olduğunu düşünüyorum.” | Ömer Şişman, Edebiyatta Üç Nokta’nın sorularını yanıtladı.

160. Kilometre: "Bizim birinci ve gerçekçi vazifemiz hayatta kalmak."

160. Kilometre: “Bizim birinci ve gerçekçi vazifemiz hayatta kalmak.”

Sizi yayınevini kurmaya iten neydi? Nasıl ve hangi düşünce ile yola çıktınız? Tanışıklığımız 2000’lerin başına dayanıyor. Berbat, sünepe, karnından konuşan 90’ların son deminde şiire gözünü açmış genç şairlerdik. O zamanlar aynı şimdiki gibi ölgün bir dergicilik ortamı vardı. Yetersiz/ciddiyetsiz bulduğumuz dergilerde ürün yayımlamaya razı olmak yerine kendi dergilerimizi çıkardık: Heves, Mahfil, Cehd, GAK gibi. Bu...
Fatma Nur Türk: "Kimyadaki anlamıyla 'kararsız' bir şiir yazdığımı düşünüyorum."

Fatma Nur Türk: “Kimyadaki anlamıyla ‘kararsız’ bir şiir yazdığımı düşünüyorum.”

Söyleşi: Nazlı Karabıyıkoğlu – Zeliha Cenkci   Kargo Kültü, Strauss’tan “Sudanlı Nuerler kısır kadını erkek sayarlar. ‘Amca’ sıfatıyla bu kadın…” alıntısıyla başlıyor. Hepimiz Yamyamız’da Strauss, yukarıdaki alıntının devamındaki bölümde, birbirinden uzakta kimseyi rahatsız etmeden var olabilen bağdaşmaz örf ve adetlerin aniden karşılaştığında birbiriyle çarpıştığını ve bütün halkların aynı kültürel modele özendiği birörnekleştirilmiş bir dünyaya evrildiğinden, dolayısıyla halklar arasında...
Ömer Şişman: "Beklenen açılımı bekleyen kim?"

Ömer Şişman: “Beklenen açılımı bekleyen kim?”

Soruşturma: 2000’lerde süresiz deney ve bütüncül deformasyon veya deneysel şiir nereye vardı? Hazırlayan: Mikâil Söylemez   2000’lerden sonra, başlarda İkinci Yeni’ye mukavemet eden fakat aynı zamanda bu şiiri basamak olarak kullanan, ardından lirizmi ve imgeyi dışarda tutan, ve giderek daha somut bir şiir yazıldı. Deneysellik ve arayışlar bakımından Türkçe şiirde İkinci Yeni’den sonra ilk kaydadeğer...
İlker Şaguj: "Şiiri tekdüzelikten kurtarmak bence esas meseledir."

İlker Şaguj: “Şiiri tekdüzelikten kurtarmak bence esas meseledir.”

Soruşturma: 2000’lerde süresiz deney ve bütüncül deformasyon veya deneysel şiir nereye vardı? Hazırlayan: Mikâil Söylemez   2000’lerden sonra, başlarda İkinci Yeni’ye mukavemet eden fakat aynı zamanda bu şiiri basamak olarak kullanan, ardından lirizmi ve imgeyi dışarda tutan, ve giderek daha somut bir şiir yazıldı. Deneysellik ve arayışlar bakımından Türkçe şiirde İkinci Yeni’den sonra ilk kaydadeğer...
İsmayil Sakin: "Nazmi Cihan Beken şiiri kendi erişimsizliğinin hakedişine sahip mi?"

İsmayil Sakin: “Nazmi Cihan Beken şiiri kendi erişimsizliğinin hakedişine sahip mi?”

“Dış okur” gözüyle Et Kısmı, Damgası   Şiirle matematik arasında hiç değinilmediğini düşündüğüm bir koşutluk gözlüyorum ki bu iki pratikte de üreticiler ile birincil tüketicilerin oluşturduğu kapalı topluluk yapısıdır. Şiir alanının tamamını kuşatan bir niteleme değil bu elbet ancak Nazmi Cihan Beken ve yakın çevresindeki bir grup şair için bu koşutluğu işlevsel buluyorum. Popüler bilim...