Şair olmasaydınız ne olurdunuz?

“Cennetlik” olurdum.

 

Neden şiirle ilgilenmeye başladığınızı hatırlıyor musunuz?

‘Adının geçmesine cüret edilemeyen aşk’ın getirdiği ilk ciddi depresyon yüzünden.

 

İlgisiz birine, neden şiirle ilgilenmesi gerektiğini tek cümlede nasıl anlatırdınız?

“Aslında senden çok iyi bir şair olur biliyor musun?”

 

Dünya kendiniz ve başkaları için mükemmel olsaydı yine şiir yazar mıydınız?

Dünya mükemmel olsaydı çekilmez bir yer olurdu.

 

Şiir bir sanat olmasaydı en çok hangi insan eylemine benzerdi?

Şirürjiye. Hatta Nöroşirürjiye.

 

Hiç Artvin’e gittiniz mi? Gittiyseniz neden ve gitmediyseniz neden?

Gitmedim, sınırları zorlamayı sevdiğim için bana sen oraya sakın gitme dediler.

 

Şiiriniz değişse bile sadık kaldığınız bir şey var mı?

Ne kadar değiştirirsem değiştireyim, şiirde neler değiştirmeyeceğim konusundaki inatçılığıma hep sadık kalırım.

 

Elinizde sihirli bir değnek olsaydı, geriye dönüp şiir tarihinde neyi değiştirmek isterdiniz?

Şiirin özerkliği konusunda gösterilen modern iradeyi geri alırdım.

 

Artık aramızda olmayan hangi şairlerle tanışmak isterdiniz?

Ünlü kızılderili halk şairi Amuda Kalkan Boğa ve Agresif Gergedan’la, şimdiki Türk şairleri üstünde nasıl böyle etkili oldular onu çok merak ediyorum.

 

Okur olmasa dilin intikamı olabilir mi?

“Okurun intikamı” olur.

 

“Bir gün bu ülkeye komünizm gelecekse onu da biz yüce şairler mi getiririz?”

A, tabii canım, ona ne şüphe, her zaman en iyisini, en doğrusunu, en üstününü.

Share on FacebookTweet about this on TwitterPin on PinterestShare on Google+Share on LinkedInPrint this pageEmail this to someoneShare on Tumblr